Şaşırtıcı Gerçekler

  • Konuyu Başlatan Konuyu Başlatan deger16
  • Başlangıç tarihi Başlangıç tarihi

Manş Tüneli

Manş Denizi'nin altından geçen, İngiltere'nin Folkestone şehri ile Fransa'nın Calais şehrini birbirine bağlayan demir yolu tünelidir. 1994 yılında hizmete açılmıştır.

  • Toplam Uzunluk: Yaklaşık 50 kilometre.
  • Deniz Altındaki Bölüm: 38 kilometresi denizin tabanının yaklaşık 45 metre altından geçer. Bu özelliğiyle dünyanın "deniz altındaki en uzun tüneli" unvanına sahiptir.

🚅 2. Ulaşım Nasıl Sağlanır?

Tünelde sadece trenler hareket eder; otomobillerin kendi başlarına tünelden geçmesi mümkün değildir. İki ana ulaşım şekli vardır:

  • Eurostar (Yolcu Treni): Londra'dan binip doğrudan Paris veya Brüksel'e gitmenizi sağlayan yüksek hızlı yolcu trenidir. Bu trenle Londra-Paris arası yaklaşık 2 saat 15 dakika sürer.
  • Eurotunnel Le Shuttle (Araç Taşıma Treni): Kendi aracınızla (araba, motosiklet, otobüs veya kamyon) gitmek isterseniz bu dev vagonlara binersiniz. Aracınızı vagonun içine park edersiniz, yolculuk boyunca aracınızın içinde veya yanında beklersiniz. Bu geçiş sadece 35 dakika sürer.

🏗️ 3. Tünelin Yapısı

Tünel aslında tek bir boru değil, yan yana paralel giden 3 farklı tüpten oluşur:

  1. Güney Hattı: İngiltere'den Fransa'ya giden trenler için.
  2. Kuzey Hattı: Fransa'dan İngiltere'ye dönen trenler için.
  3. Servis Tüneli: Ortada yer alan, daha dar olan bu tünel güvenlik, bakım ve acil durum tahliyesi için kullanılır.

🌍 4. Neden Önemli?

  • Hız: Eskiden sadece feribotla saatler süren geçiş, trenle dakikalara inmiştir.
  • Hava Koşullarından Bağımsızlık: Denizdeki fırtınalar feribot seferlerini durdurabilirken, tünel ulaşımı yerin altında olduğu için hava durumundan etkilenmez.
  • Ekonomik Bağ: Avrupa ana karası ile İngiltere adasını fiziksel olarak birbirine bağlamıştır.
 
Son düzenleme:
Göbeklitepede Türk izleri mi var ?

öbeklitepe, günümüzden yaklaşık 12.000 yıl öncesine (M.Ö. 10.000) aittir. Türklerin tarih sahnesine "Türk" ismiyle çıkışı ve Orta Asya'dan Anadolu'ya geliş süreçleri ise bilimsel kronolojide çok daha sonradır. Ancak, Göbeklitepe'de bulunan bazı semboller ile Türk kültürü ve mitolojisi arasında büyüleyici benzerlikler bulan araştırmacılar mevcuttur.

İşte "Türklere ait" denilebilecek veya Türk kültürüyle bağdaştırılan o ilginç bulgular:

1. Tamgalar ve Sembol Benzerlikleri​

Göbeklitepe'deki dikili taşların üzerinde bazı piktogramlar (semboller) vardır. Bu sembollerin bir kısmı, Orta Asya'daki Türk tamgalarıyla (damgalarıyla) şaşırtıcı bir benzerlik gösterir:

  • "H" Sembolü: Göbeklitepe'deki T-sütunlarının üzerinde görülen "H" şeklindeki kabartmanın, gök ve yerin birleşimini temsil ettiği düşünülür. Bu sembolün benzerlerine binlerce yıl sonra Türk boylarının damgalarında ve halı motiflerinde rastlanmıştır.

  • Üç Çanta Sembolü: Göbeklitepe'de en üstte yan yana duran üç "çanta" figürü, Türk mitolojisindeki "Gök, Yer ve Yeraltı" üçlemesine veya Şamanizm'deki bazı ritüel nesnelerine benzetilir.

2. Şamanizm İzleri​

Göbeklitepe'de bulunan hayvan figürleri (turna, yılan, tilki) ve ayin düzeni, birçok arkeoloğa göre Şamanist bir dünya görüşünün yansımasıdır.
  • Türklerin İslamiyet öncesi inancı olan Şamanizm (Kamlık), doğa ve ruhlar üzerine kuruludur. Göbeklitepe'deki hayvanların koruyucu ruhlar olduğu teorisi, eski Türk inanç sistemiyle paralellik gösterir.

3. "Ön-Türk" Teorileri​

Bazı araştırmacılar (örneğin Kazım Mirşan gibi), Göbeklitepe'yi inşa edenlerin Orta Asya kökenli "Ön-Türkler" olduğunu savunmuşlardır. Ancak bu teori, ana akım arkeoloji dünyasında henüz somut kanıtlarla (yazıt veya genetik veri gibi) tamamen ispatlanmış değildir.

4. Coğrafi Miras​

Şu bir gerçek ki; Göbeklitepe Türkiye topraklarındadır. Bu muazzam yapı, bugün Türkiye Cumhuriyeti'nin sınırları içerisinde, Şanlıurfa'da yer aldığı için dünya mirası olarak bizim korumamız altındadır. Yani bu mirasın bugünkü sahibi ve temsilcisi Türklerdir.
 
Son düzenleme:
Mısırda Yaşayan Kıptiler kimlerdir?

Mısır'daki Kıptiler, ülkenin en eski yerli halkı ve Orta Doğu'nun en kalabalık Hristiyan topluluğudur. "Kıpti" kelimesi köken olarak aslında "Mısırlı" anlamına gelir.


1. Kökenleri ve İsim Anlamı

  • Kelime Kökeni: "Kıpti" kelimesi, Yunanca Mısır anlamına gelen Aigyptos kelimesinden türetilmiştir. Araplar Mısır'ı fethettiklerinde yerli halka "Kıbt" demişlerdir. Zamanla bu terim sadece Hristiyan kalan Mısırlıları tanımlamak için kullanılır hale gelmiştir.
  • Firavunların Mirasçıları: Kıptiler kendilerini antik Mısır medeniyetinin (Firavunlar döneminin) doğrudan torunları ve ülkenin asıl yerlileri olarak kabul ederler

2. Dini İnanışları

  • Kıpti Ortodoks Kilisesi: Büyük çoğunluğu bu kiliseye bağlıdır. Hristiyanlığın Mısır'a, MS 1. yüzyılda İncil yazarlarından Aziz Markos tarafından getirildiğine inanırlar.
  • İnanç Ayrılığı: 451 yılındaki Kadıköy Konsili'nde yaşanan görüş ayrılıkları nedeniyle ana Hristiyan gövdesinden (Roma ve İstanbul) ayrılmış, kendilerine özgü bir teolojik yapı (Monofizitizm) geliştirmişlerdir.
  • Paskalya ve Noel: Noel'i (Doğuş Bayramı) 25 Aralık'ta değil, Jülyen takvimine göre 7 Ocak tarihinde kutlarlar.

3. Dil ve Kültür

  • Kıptice: Antik Mısır dilinin son evresidir ve Yunan alfabesiyle yazılır. Günümüzde günlük hayatta Arapça konuşsalar da, Kıptice hala kilise ayinlerinde ve dualarda kutsal dil olarak yaşatılmaktadır.
  • Nüfus: Mısır nüfusunun yaklaşık %10'unu (10-15 milyon kişi) oluşturdukları tahmin edilmektedir.
  • Dövme Geleneği: Birçok Kıpti, Hristiyan kimliğini simgelemek amacıyla bileğinin iç kısmına küçük bir haç dövmesi yaptırır. Bu, yüzyıllardır süregelen bir aidiyet geleneğidir.

4. Önemli Bir Karışıklık: Kıpti ve Çingene

Türkçede ve bazı Balkan dillerinde "Kıpti" kelimesi bazen Çingeneler için de kullanılmıştır. Bunun nedeni, eskiden Çingenelerin Mısır'dan (Egypt) geldiğine dair yaygın bir yanlış inanıştır (İngilizcedeki Gypsy kelimesi de Egyptian kelimesinden türetilmiştir). Ancak tarihsel ve etnik olarak Mısır'ın yerli Hristiyanları olan Kıptiler ile Çingeneler arasında bir bağ yoktur.
 
Son düzenleme:

Kutsal Emanetler Nerede Bulunuyor?


Kutsal Emanetler, günümüzde Topkapı Sarayı Müzesi bünyesindeki Mukaddes Emanetler Dairesi’nde (Has Oda) sergilenmektedir.

  • Bu bölüm, sarayın Enderun Avlusu'nda yer alır ve Yavuz Sultan Selim döneminden bu yana emanetlerin muhafaza edildiği özel alandır.
  • Önemli Not: 2025 yılı itibarıyla, restorasyonu tamamlanan Has Oda, en modern koruma ve sergileme teknolojileriyle ziyarete açıktır. Bazı emanetler ise (Sakal-ı Şerifler gibi) İstanbul’daki büyük camilerde (Hırka-i Şerif Camii, Eyüp Sultan gibi) bulunmaktadır.

2. İstanbul’a Nasıl Geldi? (Tarihsel Süreç)​

Emanetlerin İstanbul'a gelişi tek bir seferde değil, farklı dönemlerde gerçekleşmiştir:

  • Yavuz Sultan Selim Dönemi (En Önemli Safha): 1517 yılındaki Mısır Seferi ve Ridaniye Savaşı sonrasında Halifelik Osmanlı’ya geçtiğinde, Kahire’deki Abbasi halifeleri ve Mekke Şerifi tarafından Hz. Muhammed’e ait olan Hırka-i Saadet, sancak ve diğer emanetler Yavuz Sultan Selim’e teslim edilmiş ve İstanbul’a getirilmiştir.
  • Birinci Dünya Savaşı (Fahreddin Paşa): Medine müdafii olarak bilinen Fahreddin Paşa, İngilizlerin Medine’yi işgal etme riski üzerine, Peygamber Efendimiz’in kabrindeki değerli hediyeleri ve bazı emanetleri koruma altına almak amacıyla trenlerle İstanbul’a göndermiştir.
  • Diğer Hediyeler: Yüzyıllar boyunca İslam coğrafyasının farklı yerlerinden padişahlara hediye edilen kılıçlar, yazmalar ve kişisel eşyalarla koleksiyon genişlemiştir.

3. Koleksiyonda Neler Var?​

Has Oda’da sergilenen 600’den fazla parçanın en önemlileri şunlardır:

  • Hırka-i Saadet: Hz. Muhammed’in hırkası.
  • Sakal-ı Şerif: Peygamberimizin sakal telleri.
  • Liva-ı Şerif: Hz. Muhammed’in sancağı.
  • Hz. Muhammed’in Kılıcı, Yayı ve Ayak İzi (Nakş-ı Kadem).
  • Dört Halifeye Ait Kılıçlar: Özellikle Hz. Ali ve Hz. Ömer’in kılıçları.
  • Kabe Anahtarları ve Hacerü'l-Esved Muhafazaları.
  • Hz. Musa’nın Asası ve Hz. İbrahim’in Tenceresi.

4. Son Gelişmeler ve Modern Uygulamalar​

Son yıllarda Kutsal Emanetler ile ilgili dikkat çeken yenilikler şunlardır:

  • 7/24 Kur'an-ı Kerim Tilaveti: Yavuz Sultan Selim döneminde başlatılan gelenek günümüzde de sürdürülmektedir. Has Oda'da canlı olarak veya dijital sistemlerle kesintisiz Kur'an okunmaktadır.
  • Yüksek Teknoloji Koruma: Emanetlerin hava ile temasını kesen, nem ve ısı kontrollü özel vakumlu vitrinler kullanılmaya başlandı. Bu sayede organik materyallerin (kumaş, saç, ahşap) bozulması engellenmektedir.
  • Restorasyon Süreci: 2023-2024 yıllarında Topkapı Sarayı'nda yapılan geniş kapsamlı restorasyonla, Mukaddes Emanetler dairesinin kalem işleri ve çinileri yenilenmiş; sergileme alanı daha ferah bir yapıya kavuşturulmuştur.
  • Dijital Rehberlik: Ziyaretçiler artık QR kodlar ve çok dilli sesli rehberlerle her bir emanetin tarihçesini ve önemini detaylıca öğrenebilmektedir.

5. Nasıl Ziyaret Edilir?​

  • Ziyaret Saatleri: Salı günleri hariç haftanın her günü 09:00 - 17:30 (Müze kapanışına göre değişebilir) arası ziyaret edilebilir.
  • Giriş: Topkapı Sarayı Müzesi biletiyle girilmektedir.
 
TEI


TEI (Tusaş Motor Sanayii A.Ş.), Türkiye'nin havacılık motorları konusundaki merkez üssüdür. 1985 yılında kurulan şirket, bugün sadece parça üreten bir fabrika değil, kendi motorunu tasarlayan ve üreten dev bir teknoloji merkezine dönüşmüştür.

İşte TEI hakkında bilmen gereken tüm detaylar:

1. TEI Kimindir ve Ortakları Kimlerdir?​

TEI, bir Türk-Amerikan ortak girişimi olarak kurulmuştur ancak kontrolü Türkiye'dedir. Ortaklık yapısı şu şekildedir:

  • Türk Havacılık ve Uzay Sanayii A.Ş. (TUSAŞ): %50,5 (Büyük hissedar)
  • General Electric (GE): %46,2 ( ABD şirketi)
  • Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı (TSKGV): %1,9
  • Türk Hava Kurumu (THK): %1,4
Şirketin yönetim merkezi ve devasa fabrikası Eskişehir'dedir.


2. TEI Ne Üretir?​

TEI’nin faaliyetleri dört ana kolda toplanır:

  • Kendi Motorlarını Tasarlama: İHA, helikopter ve füze motorlarını sıfırdan Türk mühendislerle tasarlar.
  • Parça ve Modül Üretimi: Dünyadaki hemen hemen her iki sivil uçaktan birinde TEI imzalı bir parça vardır. Dünyanın en çok satan uçak motoru olan LEAP motoru için dünya çapındaki en büyük tedarikçidir.
  • Motor Montaj ve Test: F-16'ların motoru olan F110 motorlarının montajını ve testlerini yapar.
  • Bakım, Onarım ve Revizyon: Hem askeri hem sivil uçak motorlarının bakımını üstlenir.

3. Son Dönemdeki Büyük Başarıları ve Yerli Motorlar​

TEI, son 10 yılda "motor yapılamaz" denilen algıyı yıkarak ardı ardına milli motorları ateşledi:

  • TEI-TF6000 (Türkiye'nin İlk Turbofan Motoru): 2024 yılında ilk kez çalıştırıldı. Bu motor, KIZILELMA ve ANKA-3 gibi insansız savaş uçaklarımızda kullanılacak. Bu, Türkiye'nin "jet motoru ligine" çıktığının kanıtıdır.
  • TEI-TS1400 (İlk Milli Helikopter Motoru): Yerli genel maksat helikopterimiz GÖKBEY için geliştirildi. Test süreçleri tamamlanmak üzere ve seri üretime geçiliyor.
  • TEI-PD170 (İHA Motoru): ANKA ve AKSINNUR İHA’larına güç veriyor. Bu motor, yüksek irtifada performansıyla dünyadaki rakiplerinden (Avusturya ve Alman motorlarından) daha üstün özelliklere sahip.
  • Dünya Liderliği: TEI, havacılık yan sanayii alanında dünya genelinde "En İyi Tedarikçi" ödüllerini defalarca kazanmıştır. Özellikle 3D yazıcı teknolojisiyle (katmanlı imalat) motor parçası üretme konusunda dünyada öncüdür.

4. Neden Çok Önemli?​

Bir uçağı yapmak zordur ama onun motorunu yapmak çok daha zordur. Dünyada uçak gövdesi yapan onlarca ülke varken, uçak motoru yapabilen ülkelerin sayısı bir elin parmaklarını geçmez. TEI sayesinde Türkiye, motor teknolojisinde dışa bağımlılığını (ambargoları) kırma noktasına gelmiştir.
 
Tusaş ile Aselsan Arasındaki temel farklar


Türk savunma sanayiinin iki devi olan TUSAŞ ve ASELSAN, aslında birbirinin rakibi değil, bir uçağın gövdesi ile beyni arasındaki ilişki gibi birbirini tamamlayan iki stratejik ortaktır. Her ikisi de Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı’na (TSKGV) bağlıdır, ancak uzmanlık alanları ve üretim odakları tamamen farklıdır.



1. Ana Odak Noktası ve Platform Üretimi​

TUSAŞ (Türk Havacılık ve Uzay Sanayii):TUSAŞ bir platform üreticisidir. Yani havada uçan devasa yapıların (uçak, helikopter, İHA, uydu) bizzat kendisini tasarlar ve montajlar. Eğer ortada fiziksel olarak görebildiğiniz bir hava aracı varsa (KAAN, Atak, Gökbey, Anka gibi), bu TUSAŞ’ın eseridir. TUSAŞ’ın uzmanlığı aerodinamik, yapısal gövde tasarımı, kompozit malzemeler ve uçuş mekaniğidir.

ASELSAN (Askeri Elektronik Sanayii):ASELSAN ise bir elektronik ve sistem üreticisidir. TUSAŞ’ın yaptığı o dev gövdelere "akıl" veren kurumdur. ASELSAN uçak yapmaz; uçağın içindeki radarı, telsizi, hedefleme sistemini, gece görüş kamerasını ve atış kontrol bilgisayarını yapar. Sadece hava değil; kara, deniz ve uzay araçları için de teknolojik donanım üretir.



2. Ürün Yelpazesi ve Çeşitlilik​

TUSAŞ:Ürün gamı daha çok havacılık ve uzay üzerinedir. Milli Muharip Uçak (KAAN), eğitim uçakları (Hürkuş, Hürjet), insansız hava araçları (Anka, Aksungur, Anka-3) ve uydular (Göktürk, Türksat 6A) temel ürünleridir.

ASELSAN:Ürün gamı çok daha geniştir ve sadece savunma ile sınırlı değildir. Haberleşme sistemleri, radar ve elektronik harp sistemleri, elektro-optik sistemler (kameralar), güdüm kitleri ve füze sistemlerinin yanı sıra; sivil alanda tıbbi cihazlar (MR cihazı, solunum cihazı), elektrikli araç şarj istasyonları ve sinyalizasyon sistemleri gibi çok farklı alanlarda çalışır.



3. Çalışma Sahası ve Ekosistem​

TUSAŞ:TUSAŞ’ın en büyük tesisi Ankara Kahramankazan’dadır ve burası devasa hangarlardan oluşur. Bir uçağın parçalarının birleştirildiği dev üretim hatları vardır. TUSAŞ, "bir bütünün montajını yapan ana yüklenici" rolündedir.

ASELSAN:ASELSAN daha çok yüksek teknoloji laboratuvarları, temiz odalar ve mikroçip üretim tesisleri gibi alanlarda çalışır. Bir uçağın burnuna takılacak milimetrik hassasiyetteki bir radarı veya bir tankın üzerine takılacak bir lazer sistemini geliştirmek için optik ve elektronik mühendisliğine odaklanır.


4. İş Birliği Örneğiyle Fark​

Bir ATAK Helikopteri üzerinden farkı şöyle görebilirsiniz:

  • Helikopterin gövdesini, pervanesini, kuyruğunu ve motor entegrasyonunu TUSAŞ yapar.
  • Helikopterin burnundaki termal kamerayı (FLIR), kokpitteki pilot ekranlarını, hedefleme sistemini ve telsizlerini ASELSAN yapar.
  • Yani TUSAŞ "aracı", ASELSAN ise "aracın içindeki teknolojiyi" üretir.
 
Ankara merkezli yerli üretici Bozankaya'nın ürettiği tramvaylar hem Türkiye'de hem de Avrupa'nın çeşitli şehirlerinde aktif olarak hizmet vermekte veya teslimat aşamasındadır.

🇹🇷 Türkiye'deki Şehirler

  • Kayseri: Bozankaya'nın raylı sistemler sektörüne adım attığı ilk şehirdir. Şehirde 31 adet Bozankaya tramvayı aktif olarak yolcu taşımaktadır.
  • Kocaeli: Kocaeli Büyükşehir Belediyesi ve Ulaştırma Bakanlığı ile yapılan anlaşmalar kapsamında üretilen tramvaylar şehirde hizmet vermektedir. Teslimatların devam etmesiyle toplam sayının 15 araca ulaşması planlanmıştır.
  • Antalya: 2020 yılında imzalanan sözleşme ile Antalya'nın şehir içi ulaşım ağında Bozankaya'nın modern ve çevreci tramvayları yerini almıştır.
  • Samsun: 2024 yılında imzalanan proje ile Samsun halkına hizmet verecek yüksek teknolojili tramvaylar üretim ve teslimat sürecine girmiştir.

🇪🇺 Avrupa ve Diğer Ülkeler

  • Romanya (Timişoara ve Yaş): Bozankaya'nın Avrupa'daki en büyük başarılarındandır. Özellikle Timişoara için üretilen, bataryasıyla 70 km menzil gidebilen tramvay "Avrupa'nın En İnovatif Firması" ödülünü kazandırmıştır. Bu şehirlerde araçlar aktif olarak çalışmaktadır.
  • Sırbistan (Belgrad): 25 araçlık sözleşme kapsamında üretilen ilk tramvaylar teslim edilmiş ve işletmeye alınmaya başlanmıştır.
  • İtalya (Napoli): Napoli şehri için üretilen 20 adet tramvayın teslimatları 2025 yılı içerisinde başlamıştır.
  • Polonya (Elblag): Şirket son olarak Polonya'nın Elblag kenti için açılan 10 adetlik tramvay ihalesini kazanmış ve Avrupa pazarındaki yerini sağlamlaştırmıştır.

🚆 Diğer Raylı Sistemler

  • Kocaeli (Gebze-Darıca): Türkiye'nin ilk yüksek teknolojili sürücüsüz metro araçları da Bozankaya tarafından üretilmiş ve bu hat için teslim edilmiştir.
  • Bangkok (Tayland): Bozankaya, Türkiye'nin ilk metro ihracatını Bangkok'a yaparak uluslararası alanda büyük bir başarı elde etmiştir.
Özetle: Bozankaya; Türkiye'de Kayseri, Kocaeli, Antalya ve Samsun'da; yurt dışında ise Timişoara, Yaş (Romanya), Belgrad (Sırbistan) ve yakında Napoli (İtalya) ile Elblag (Polonya) sokaklarında tramvaylarıyla boy göstermektedir.

  • Yeni Sözleşme: Bozankaya, 2025 yılı içerisinde Bursa'nın ulaşım altyapısını güçlendirmek amacıyla 20 adet yeni Hafif Raylı Sistem (tramvay/hafif metro) aracı üretmek üzere sözleşme imzalamıştır.
  • Kullanım Alanı: Bu yeni araçların, özellikle BursaRay hattı ile yapımı devam eden Bursa Emek-Şehir Hastanesi bağlantı hattında kullanılması planlanmaktadır.
 
Geri
Üst